Leyla Gencer, 10 Ekim 1928'de İstanbul'un Polonezköy beldesinde dünyaya geldi. Türk opera sanatçısı olarak 20. yüzyılın en önemli sopranolarından biri kabul edilen Gencer, Batı ülkelerinde "La Diva Turca", "La Gencer" ve "La Regina" gibi unvanlarla tanınmıştır. Ailesi köken olarak Safranbolu'ya dayanan Türk ve Polonyalı bir karışımdan oluşuyordu. Sanat hayatına, İstanbul İtalyan Lisesi'ni bitirdikten sonra şan eğitimi aldığı İstanbul Devlet Konservatuvarı'nda başladı. Ancak, asıl eğitimini Ankara'da ünlü soprano Giannina Arangi-Lombardi'nin öğrencisi olarak sürdürdü. 1946 yılında bankacı İbrahim Gencer ile evlenmiş ve bu evlilikten sonra Gencer soyadını almıştır. Gencer, 1950 yılında Ankara Devlet Operası'nda şan kariyerine başladı ve ilk büyük rolünü "Cavalleria rusticana" operasında Santuazza olarak üstlendi. 1953'te Roma'da verdiği resitalin ardından uluslararası alanda tanınmaya başladı ve İtalya'da "Madam Butterfly" gibi önemli rollerle ün kazandı. Sanatçı, Napoli, Venedik, Paris, Londra, San Francisco, ve Buenos Aires gibi dünyanın önde gelen opera sahnelerinde sahneye çıkarak büyük başarılar elde etti. 1957'de Milano'nun ünlü La Scala Tiyatrosu'nda sahneye çıkarak büyük bir hayalini gerçekleştirdi ve adını dünya çapında duyurdu. Ayrıca, 1958'de San Francisco Operası'nda "Lucia di Lammermoor" operasında sergilediği performansla uluslararası opera sahnelerinde kalıcı bir yer edindi. Leyla Gencer'in operadaki başarısı, 1960'larda zirveye ulaştı. Verdi'nin "Kudüs", Donizetti'nin "Robert Devereux" ve Bellini'nin "Beatrice di Tenda" gibi eserlerinde sergilediği performanslarla adını daha da pekiştirdi. 1985 yılında sahnelerden ayrılmadan önce As. Li. Co.'nun genel sanat yönetmenliğini üstlendi ve 1990'ların sonlarına kadar opera sanatçıları için eğitimler verdi. Ayrıca, İstanbul'da adını taşıyan "Uluslararası Şan Yarışması"nı kurarak genç sanatçılara mentorluk yaptı. 1988 yılında "Devlet Sanatçısı" unvanına layık görülen Gencer, Türkiye'nin en değerli opera sanatçılarından biri olarak tarihe geçti. Leyla Gencer, 10 Mayıs 2008'de Milano'da kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Cenazesi, Milano'daki La Scala Operası'nda düzenlenen törenin ardından vasiyeti doğrultusunda krematoryuma gönderildi ve külleri İstanbul'a getirilerek Dolmabahçe açıklarına döküldü. Sanatçının ardında, Türk opera dünyasında silinmez bir iz bırakan geniş bir repertuar ve sayısız hatıra bırakıldı.