Hasan Tahsin, bilinen adıyla Osman Nevres, 1888 yılında Selanik'te doğdu. Eğitimine Şemsi Efendi Okulu'nda başladı ve daha sonra Selanik Feyziye Mektebi'ni tamamladı. Daha ileri eğitim için Paris Sorbonne Üniversitesi'ne gitti ve siyasal bilimler alanında öğrenim gördü. Bu süreçte, İtalya'nın Trablusgarp'ı işgal etmesine karşı protesto gösterilerine katıldı ve Mısırlı öğrenci lideri Şeyh Dayef ile birlikte mitingler düzenledi. Bükreş'te İttihat ve Terakki Fırkası'nda ve Teşkilat-ı Mahsusa'da görev aldı. İstanbul'a döndükten sonra, İngiliz istihbarat teşkilatı adına çalışan Buxton kardeşlerin Balkanlardaki faaliyetlerini önlemekle görevlendirildi. Buxton kardeşlere suikast düzenleyerek 10 yıl hapse mahkum edildi. Ancak Almanya'nın Balkanlara girmesiyle serbest bırakıldı ve İstanbul'a döndü. Osman Nevres, Türkiye'ye döndükten sonra verem tedavisi için İsviçre'ye gitmek zorunda kaldı. Tanınmamak için pasaportuna Hasan Tahsin adını yazdırdı ve bu ismi kullanmaya devam etti. İzmir'e yerleşti ve "Hatıra" isimli bir şirket kurarak Osmanlı Sulh ve Selamet Cemiyeti'nin sözcülüğünü yapan "Hukuk-u Beşer" gazetesini yayımlamaya başladı. Yazılarında "Vatanperver Hasan Tahsin" lakabını kullandı ve Türkiye'de kadın haklarının savunuculuğunu yaptı. Aynı zamanda gizlice Sudiye Hanım ile evlenip bir oğlu oldu. İzmir'in Yunan işgaline karşı direnişi sırasında, Hasan Tahsin önemli bir rol oynadı. İzmir'in Yunanlara teslim edilmemesi için çaba gösteren "Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi" adlı bir dernek kuruldu. 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkan Yunan askerlerine karşı ilk kurşunu sıkarak Türk direnişini başlattı. Hasan Tahsin'in cesareti, Türk Kurtuluş Mücadelesi'nde diğer bölgelerde de direnişe örnek teşkil etti.