Burhan UYGUR

Burhan Uygur, 1940 yılında Giresun’un Tirebolu ilçesinde doğdu. Ortaokul ve lise eğitimini Trabzon’da tamamladıktan sonra, 1961 yılında İstanbul’daki Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne (şimdiki adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) girdi. Akademide Bedri Rahmi EYÜBOĞLU Atölyesi’nde eğitim aldı ve 1969 yılının Şubat döneminde mezun oldu. Sanat hayatına henüz öğrencilik yıllarında adım atan Burhan Uygur, 1968 yılında Beyoğlu Sanat Galerisi’nde ilk kişisel sergisini açtı. İlk sergisinde beklediği ilgiyi göremese de aynı yıl Çağdaş Ressamlar Cemiyeti tarafından düzenlenen yarışmada "Yılın Genç Ressamı" seçildi ve sanat çevrelerinde dikkat çekmeye başladı.

1960’lı yılların sonunda Avusturya Hükûmeti’nin bursunu kazanarak Salzburg Yaz Akademisi’ne giden Uygur, burada dünyaca ünlü ressam Corneille ile çalışma fırsatı buldu. Yurtdışındaki sanat serüveni, Hollanda’da düzenlediği sokak sergisiyle devam etti. Kurallardan hoşlanmayan fakat disiplinli bir yapıya sahip olan sanatçı, üretkenliğini gece-gündüz demeden sürdürdü. Eşi Vesile Uygur’un da belirttiği gibi kalıplara sığmayan bir ruha sahipti. Sanatçı kimliğini hayatının merkezine koyan Uygur, sürekli yanında taşıdığı defterine çizdiği eserleri ile tanındı. Bu defteri Erol SİMAVİ’ye satarak, elde ettiği gelirle Üsküdar’daki evini satın aldı. Bu olay, onun için “Bir defter parası ile bir ev” olarak hafızalarda yer etti.

Burhan Uygur, 1986 yılında düzenlenen 2. Uluslararası Asya Avrupa Bienali'ne katılmak üzere yapılan bir ankette 19 oy alarak katılma hakkı kazandı ve burada ikincilik ödülü aldı. Sanata olan tutkusu, onun sağlığı bozulduğunda bile devam etti. 1989 yılında geçirdiği beyin kanamasının ardından kendine gelir gelmez kâğıt ve boya istemesi, sanata duyduğu bağlılığın en güçlü göstergesi oldu. Ancak 1992 yılında direksiyon başında geçirdiği ikinci beyin kanaması sonucu hayatını kaybetti.

Sanat yaşamı boyunca birçok sergiye imza atan Uygur, 1968 yılında Beyoğlu Sanat Galerisi’nde, 1972’de Taksim Sanat Galerisi’nde “Hiçlik Üzerine Kurulan Boş Hayaller”, 1974’te Devlet Resim Heykel Galerisi’nde “Günler Ne İşe Yarar” temalı sergilerini açtı. 1975 yılında “Sıfırın Düğümü” ve 1976’da “Ölü Şehrin Çiçekleri” adlı sergilerle sanatseverlerle buluştu. 1978 yılında Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar Ödülü’ne layık görüldü. Sanatın ışığı değil, hizmetkârı olduğunu söyleyen Burhan Uygur, eserlerinde insanın iç dünyasını yansıtan, özgün ve derin anlamlar taşıyan kompozisyonlara imza attı. Türk resim sanatında kendine has bir yer edinen Uygur, yaşamı boyunca sanatçı olmanın anlamını iliklerine kadar hisseden nadir ressamlardan biri olarak anıldı.