Neşet Ertaş (1938, Çiçekdağı, Kırşehir - 25 Eylül 2012, İzmir), Türk halk ozanı ve Türkmen/Abdallık kültürünün son büyük temsilcisidir. "Bozkırın Tezenesi" olarak tanınır. 1950'li yıllardan itibaren yaptığı plâklarla babası Muharrem Ertaş'tan öğrendiği türkü ve bozlakların yanı sıra Orta Anadolu türkülerini kayıt altına aldı. 1960'lı yıllardan itibaren kendi yazdığı şiirleri seslendirdi ve "Garip" mahlasını kullandı. 2009 yılında UNESCO'nun Yaşayan İnsan Hazinesi envanterine girmeye değer görüldü. 1938 yılında Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesine bağlı Kırtıllar köyünde doğdu. Babası Muharrem Ertaş, annesi ise Kırıkkale'nin Keskin ilçesinden Döne Ertaş'tır. Küçük yaşta köy düğünlerinde çalgı çalarak müziğe başladı. 12 yaşında annesini kaybetti ve babasıyla birlikte göçebe bir hayat sürdü. Hiçbir zaman okula gidemeyen Neşet Ertaş, kendi kendine keman, cümbüş ve bağlama çalmayı öğrendi. Babasıyla birlikte köy düğünlerinde çalıp okudu ve babasından çok etkilendiğini belirtti. 1950'li yılların başında TRT Ankara Radyosu'nda yayımlanan "Yurttan Sesler" programında solo olarak çalıp okudu. 1957 yılında İstanbul'a giderek ilk kayıtlarını yaptı. 1962'de askerlik sonrası Ankara'da tanıştığı Leyla ile evlendi ve üç çocuk sahibi oldu. 1969 yılında Almanya dönüşünde Yugoslavya'da kaza yaparak hapse girdi. Bu dönemde Yaşar KEMAL'in imzalı bir kitabı kendisine ulaştı. Bayram Bilge Tokel'in belgeselinde "Bozkırın Tezenesi" lakabını aldı. 1976 yılında sahnede parmaklarından felç geçirdi ve işsiz kaldı. Almanya'da işçi olarak çalışan ağabeyinin desteği ile Almanya'ya giderek tedavi oldu. 1979-2003 yılları arasında Almanya'da kaldı ve Türk işçilere yönelik konserler verdi. 2000 yılında Türkiye'deki sahne hayatına geri döndü. 2006'da TBMM Üstün Hizmet Ödülü'ne değer görüldü ancak Devlet Sanatçılığı unvanını kabul etmedi. 2009'da UNESCO tarafından "Yaşayan İnsan Hazinesi" kabul edildi ve 2011'de İTÜ'den "Fahri Doktor" unvanı aldı. Neşet Ertaş, 25 Eylül 2012 tarihinde İzmir'de mesane kanseri nedeniyle hayatını kaybetti. Cenazesi, Kırşehir Ahi Evran Camisi'nde kılınan namaz sonrası babasının mezarının ayak ucuna defnedildi. Mezar taşında "Sakın ol ha insanoğlu/ İncitme canı incitme/ Her can bir kalp Hakk'a bağlı/ İncitme canı incitme" yazılıdır.