Yavuzer ÇETİNKAYA

Yavuzer Çetinkaya, 7 Mart 1948 tarihinde İzmir'de doğdu. Eğitim hayatına İstanbul’da devam eden sanatçı, liseyi Robert Kolej’de tamamladı. Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümünde sürdürdü ve bu alandan mezun oldu. Sanatla iç içe bir yaşam süren Çetinkaya, oyunculuk kariyerinin temelini yurt dışında attı. Belçika’da sinema eğitimi aldıktan sonra, Fransa’da çeşitli tiyatrolarda sahneye çıktı. Avrupa’da kazandığı deneyimlerle Türkiye’ye döndü ve burada da sanat hayatını sürdü. Özellikle Dostlar Tiyatrosu'nda görev alarak tiyatro camiasında önemli bir yer edindi. Sanatçının eşi ise, kendisi gibi oyuncu olan Meral Çetinkaya idi. Yavuzer Çetinkaya, geçirdiği kalp krizi sonucu 21 Temmuz 1992 tarihinde İstanbul’da, henüz 44 yaşındayken hayatını kaybetti.

Tiyatroya olan tutkusu, onu hem oyuncu hem de yazar olarak sahnelerde var olmaya yöneltti. “Abdülcambaz”, “Alpagut Olayı”, “Bitmeyen Kavga”, “Düşmanlar”, “Ezenler Ezenler Başkaldıranlar”, “Havana Duruşması” ve “Soruşturma” gibi pek çok oyunda sahne aldı. Sahnedeki başarısını sinema ve televizyona da taşıyan Çetinkaya, 1980’li ve 1990’lı yıllarda birçok filmde rol aldı. “Ortadirek Şaban”, “Pehlivan”, “Bir Avuç Cennet”, “Gurbetçi Şaban”, “Kurbağalar”, “Asiye Nasıl Kurtulur?”, “Rumuz Goncagül”, “Yer Demir Gök Bakır”, “Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni” ve “Bizimkiler” gibi yapımlarda izleyiciyle buluştu.

Sadece oyunculukla sınırlı kalmayan Yavuzer Çetinkaya, senaryo yazarlığı ve yönetmenlik de yaptı. 1985 yapımı “Yılanların Öcü” ve 1987 yapımı “Deniz Kızı” filmlerinin senaryolarını kaleme aldı. Ayrıca edebiyata olan ilgisiyle de dikkat çeken sanatçı, iki önemli kitap yayımladı. 1993 yılında Mitos-Boyut Yayınları'ndan çıkan “Gün Dönerken” ve 2015’te yayımlanan “Savaş ve Doğum” adlı eserleriyle edebiyat dünyasında da iz bıraktı. 1992 yılında “Savaş ve Doğum” eseriyle Haldun Taner Öykü Ödülü’ne layık görüldü. Aynı yıl, “44. Salerno Film Festivali”nde jüri özel ödülünü kazandı.

Yavuzer Çetinkaya, çok yönlü sanat kariyeriyle Türk tiyatrosu, sineması ve edebiyatına önemli katkılar sunmuş, erken yaşta kaybedilen değerli sanatçılardan biri olarak anılmaya devam etmiştir. Sanata olan tutkusu, üretkenliği ve toplumsal duyarlılığıyla iz bırakan Çetinkaya, ardında onlarca değerli eser ve hatıra bırakmıştır.