Tarık Buğra, 2 Eylül 1918'de Akşehir'de doğdu. Babası, Erzurumlu Mehmet Nazım Bey, ağır ceza hâkimi olarak görev yaparken, annesi Akşehirli Nazike Hanım'dı. Akşehir'in çocukluğunda geçtiği yer olması, eserlerinde sıkça tercih ettiği bir mekân oldu. İlk öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra İstanbul Erkek Lisesi'ne yatılı öğrenci olarak devam etti. Yazarlık yolundaki kararını onuncu sınıfta verdi ve Tarık Nazım müstear ismiyle hikâye ve şiirler yazmaya başladı. Üniversite eğitimi sırasında Tıp Fakültesi'nde başladığı öğrenimini parasızlık nedeniyle tamamlayamadı. Ardından Hukuk Fakültesi'ne geçti, ancak mezun olmadan ayrıldı. Askerlik döneminde devlet memurlarının bıyıklarını kesme kuralını ihlal ettiği için sürgün cezaları yaşadı. Bu dönemde ilk piyeslerini ve ilk romanını yazdı. Gazetecilik alanında adım atan Buğra, edebiyat dünyasına girişini hikâyeleriyle yaptı ve pek çok eserini yayımladı. Edebiyat Fakültesi'nden ayrılmadan önce çeşitli iş teklifleri alarak basın dünyasına adım attı. Gazetecilik kariyeri boyunca çeşitli gazetelerde yazılar yazdı, yöneticilik yaptı ve edebiyat tenkitleri kaleme aldı. Romanları, tiyatro oyunları, senaryoları ve denemeleriyle edebiyat dünyasında kendine sağlam bir yer edindi. Küçük Ağa adlı romanı büyük beğeni kazanarak edebiyat camiasında önemli bir yere sahip oldu. Buğra, romanları ve diğer eserleriyle Türk edebiyatının saygın isimleri arasında anıldı. Ayrıca, devlet sanatçısı unvanına layık görüldü ve eserleriyle pek çok ödül kazandı. Hayatı boyunca edebiyatla iç içe olan Buğra, farklı türlerde eserler vererek okurlarının ilgisini çekti. Yazdığı romanlar, hikâyeler, tiyatro oyunları ve denemeleriyle Türk edebiyatına değerli katkılarda bulundu. 26 Şubat 1994'te yaşamını yitiren Buğra, eserleriyle Türk edebiyatının unutulmaz isimleri arasında yerini aldı.