Mahmut Moralı, 1902 yılında Bursa’da dünyaya geldi. Türk tiyatro ve sinema tarihine önemli katkılarda bulunan Moralı, özellikle İstanbul Şehir Tiyatroları'ndaki sanat hayatıyla tanındı. Uzun yıllar bu kurumda oyuncu olarak görev yaptı ve aynı zamanda Şehir Tiyatroları'nda bir dönem Genel Sanat Yönetmenliği görevini üstlendi. Sanat hayatına sahnelerde başlayan Mahmut Moralı, tiyatrodaki deneyimi ve disipliniyle kısa sürede dönemin önde gelen sanatçıları arasında yer aldı. Döneminin kültürel ortamında önemli bir figür olarak kabul edildi. 1928 yılından itibaren sinema dünyasına da adım atan Mahmut Moralı, aynı yıl çekilen Bir Sigara Yüzünden adlı filmle beyaz perdeye geçiş yaptı. 1930’lu yıllarda Türk sinemasının gelişim sürecinde yer alan Moralı, Söz Bir Allah Bir (1933), Leblebici Horhor Ağa (1933), Cici Berber (1933) ve Aysel Bataklı Damın Kızı (1934, 1935) gibi dönemin öncü yapımlarında rol aldı. Sinema oyunculuğundaki başarısı, onu 1940’lı ve 1950’li yıllarda da aranan bir oyuncu hâline getirdi. Tosun Paşa (1939), Kızılırmak-Karakoyun (1946), Harmankaya (1948), Baba Katili (1949) ve Bana Gönül Bağlama (1958) gibi filmlerle kariyerini sürdürdü. Mahmut Moralı yalnızca tiyatro ve sinema oyunculuğuyla değil, seslendirme sanatçısı ve seslendirme yönetmeni olarak da Türk sanatına önemli katkılar sundu. Döneminin en önemli film şirketlerinden olan Kemal Film, Lale Film ve Sümer Film gibi kuruluşlarda seslendirme yönetmenliği yaptı. Kendi ses tonunu ve diksiyonunu kullanmadaki ustalığı, onu Türkiye’de seslendirme sanatının öncülerinden biri hâline getirdi. Aynı zamanda genç sanatçılara da rehberlik ederek, seslendirme alanında yeni kuşakların yetişmesine katkı sağladı. Sanat hayatı boyunca birçok alanda iz bırakan Mahmut Moralı, Türk tiyatrosu ve sinemasının yapı taşlarından biri olarak anıldı. 4 Eylül 1965 tarihinde İstanbul’da hayatını kaybeden sanatçının adı, yaşadığı şehre olan katkısının bir simgesi olarak İstanbul’da bir sokağa verilerek ölümsüzleştirildi. Mahmut Moralı’nın eserleri, seslendirme çalışmaları ve tiyatro mirası, Türk kültür hayatında kalıcı bir iz bırakmaya devam etti.