İlhan SELÇUK

İlhan Selçuk, 11 Mart 1925'te Aydın'da doğdu ve 21 Haziran 2010'da İstanbul'da hayatını kaybetti. Türk gazeteci, yazar ve Cumhuriyet Gazetesi'nin başyazarı olarak tanındı. Babası Mehmet Kasım Selçuk'un asker olması nedeniyle çocukluğunda Türkiye'nin farklı bölgelerinde bulundu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1950 yılında mezun olduktan sonra bir süre avukatlık yaptı. Ancak daha sonra yayıncılık ve gazeteciliğe yöneldi. Kardeşi ünlü karikatürist Turhan SELÇUK ile birlikte 41 Buçuk (1952) ve Dolmuş (1956) adlı mizah dergilerini çıkardı. Ardından Aziz NESİN ve Turhan Selçuk ile birlikte Karikatür dergisini yayımladı. Gazetecilik kariyerine 1961 yılında Akşam gazetesinde başladı. Daha sonra Tanin ve Vatan gazetelerinde çalıştıktan sonra 1963 yılında Cumhuriyet gazetesine geçti ve buradaki "Pencere" adlı köşesinde yazılar yazdı.

İlhan Selçuk, 12 Mart 1971 Muhtırası'ndan sonra "9 Mart Cuntası" içinde yer aldığı iddiasıyla tutuklandı. Ziverbey Köşkü'nde işkence gördü. Bu dönemde sıkıyönetim mahkemesinde yargılandı. 1987'de Ziverbey Köşkü'nde yaşadığı işkenceleri anlattığı "Köşk" adlı kitabını yayımladı. Kitapta, akrostiş yöntemiyle gizli mesajlar vererek işkence gördüğünü açıkladı. 1991 yılında Cumhuriyet gazetesinin yayın politikasıyla ilgili tartışmalar nedeniyle gazeteden ayrıldı ancak 1992'de geri döndü ve başyazarlık görevini ölümüne kadar sürdürdü.

21 Mart 2008'de Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındı ve iki gün süren sorgulamanın ardından serbest bırakıldı. 14 Ağustos 2009'da beyin damar tıkanıklığı nedeniyle kısmi felç geçirdi ve bir süre hastanede tedavi gördü. 21 Haziran 2010'da çoklu organ yetmezliği sonucu İstanbul'da hayatını kaybetti. Vasiyeti üzerine Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde, ağabeyi Turhan Selçuk'un yanında toprağa verildi. İlhan Selçuk, hayatı boyunca özgür basın ve demokrasi mücadelesi verdi. Türkiye İnsan Hakları Kurumu Vakfı’nın kurucu üyelerinden biri olarak insan hakları konusunda aktif rol aldı. 1997 yılında Sertel Demokrasi Ödülü'ne layık görüldü. Cumhuriyet aydınlanmasını savunan yazıları ve cesur gazeteciliğiyle Türkiye basın tarihinde önemli bir yere sahip oldu.