Özgür Can Öney, 21 Temmuz 1980 tarihinde Ankara’da dünyaya geldi. Lise yıllarında müziğe olan ilgisi arttı ve Kaya Bayazıtoğlu Lisesi’nde arkadaşlarıyla birlikte “Reblos” isimli grubu kurarak müzik kariyerine ilk adımı attı. Davul konusunda kendini geliştirmek isteyen Öney, Gürcan Konanç’tan özel dersler alarak metot takibi ve nota okuma üzerine eğitim aldı. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri bölümünde bir süre eğitim gördükten sonra buradan ayrıldı ve eğitim hayatına Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünde devam etti. Üniversite yıllarında ise “Garnitür” ve sonrasında “70’lik” adını verdikleri cover grubu ile çeşitli barlarda sahne aldı. 1999 yılında “Deli Gömleği” grubuna katıldı ve grupla birlikte iki demo kaydederek birçok bar programı ve üniversite şenliğinde sahneye çıktı. Aynı dönemde tiyatro müziğine de ilgi duymaya başladı ve ANETİT ile Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Atölye Oyuncuları bünyesinde bazı tiyatro oyunlarının müziklerini besteledi. 2002 yılında Türkiye’nin en bilinen rock gruplarından biri olan maNga’ya katıldı. Grup, 2004 yılında İstanbul’a yerleşerek albüm çalışmalarına hız verdi ve Aralık 2004’te çıkardıkları ilk albümleriyle büyük başarı elde etti. Bu albüm, kısa sürede altın plak kazandı ve Özgür Can Öney’in müzik kariyerinde önemli bir dönüm noktası oldu. maNga ile birlikte Türkiye genelinde 50’den fazla ilde ve yurt dışında 6 farklı ülkede 300'ün üzerinde konser verdi. Sahne performanslarındaki enerjisi ve teknik becerisi ile dikkat çeken Öney, Turkish Cymbals ve Efekt Zil markalarının endorseri oldu. Ayrıca sahnede Tama davulları kullanarak müzikal tarzını daha da pekiştirdi. 2006 yılında Pelin Öney ile evlendi. Bu evlilikten Deniz Tuna ve Barış Sava adlarında iki erkek çocuğu dünyaya geldi. Ailesine olan bağlılığı ile de tanınan Özgür Can Öney, hem sahnedeki performansları hem de özel yaşantısıyla örnek gösterilen bir sanatçı oldu. Özgür Can Öney, Türk alternatif rock müziğinin öncülerinden biri olan maNga ile halen aktif olarak müzik yapmaya devam etti. Yıllar boyunca kazandığı sahne tecrübesi, müzikal disiplini ve tutkusu ile Türkiye’de davulculuk denince akla gelen önemli isimlerden biri haline geldi. Hem müziğiyle hem de sahne duruşuyla genç kuşak müzisyenlere ilham vermeye devam etti.